Balaman'ın mahkemedeki ifadeleri...
Şikayetçiyim. Hiç kimse burada doğru düzgün ifade veremez. Çünkü, geçen mahkemede Mehmet Ateşgül ile ilgili “danışman” diye ifade verenlerin hepsi de görevlerinden azledildiler. Baskı altındalar. Temizlik ihalesi ile ilgili de şikayetçiyim. Çünkü bana çok iftiralar atıldı.
MHP binası.
Burası bir çok işyerinden müteşekkil bir yer. Yerel seçimlerden sonra buradaki müstecir çıkarıldı. Yasalara aykırı bir şekilde, işgaliye karşılığı MHP’ye verildi. Bu her siyasi partinin hakkıdır ama işlemler yasal olarak yapılmalıdır. İşgaliye rakamları o kadar komikti ki, 4 bin TL diye bir fiyat yazdılar aylık mı yıllık mı olduğu bile belli değildi. İhalede benim adıma arkadaş 360 bin TL verdi, MHP’li bir arkadaşta 365 bin TL verdi. Daha sonra ihaleyi kazananın parayı yatırmadığı açıklandı. Yasal olarak sıradakine teklif edilmesi lazımdı. Ama bize bir şey diyen olmadı.
Şu anda 800 milyar liraya çıkardılar. Benim olsa satmam. Oranın değeri en az 5-6 trilyon. Encümen üyesi arkadaşların hiç birinden şikayetçi değilim. Onlar kullanıldılar. Bu işi organize eden Yusuf Ziya Günaydın’dır.
Burada kamu zarara uğratıldı. Bazı insanlar “bana zarar gelecek” diye konuşamıyorlar. Basına başka, burada başka konuşuyorlar çünkü baskı altındalar.
Mehmet Ateşgül’ün belediyede “danışman” olarak atandığı konusunda mahkemeye CD verdi. Balaman ayrıca, Mehmet Ateşgül’ün belediyede işçi olarak çalıştığı ve genel koordinatör olmadığına dair rapor hazırlayan müfettiş Atilla Şahin’in Habertürk Gazetesi’ne manşet olan haberini gösterdi. “Burada ilişkiler nasıl oluyor anlamanız açısından bu belgeyi de burada sunmak istiyorum” dedi.
Avukatlar Balaman’ın yaptığı konuşmanın davayla uzaktan yakından alakası olmadığı için konuşmasına itiraz ettiler. Mahkeme Başkanı da, “Bu kadar yeterli son sözlerinizi alayım” dedi.
Burada siyasi şov yapıyor.
En başta Ömür Cevheroğlu’ndan şikayetçiyim. Ben şahsımla ilgili bir şey konuşmuyorum. Bana saldırıda bulunmasının nedenlerini ben biliyorum.
Burada Yusuf Ziya Günaydın, Dilek Günaydın, Mehmet Ateşgül ve Resul Göçer. Bu kadar insanı sanık durumuna sokanlar bunlardır. Bazı çalışanlar, encümen üyeleri ve siyasiler bu işin içine katılmıştır. Bu isimlerden şikayetçiyim.
