24 Nisan 2024 Çarşamba

BAŞKANIN GEREKÇELERİ BU KARAR DA YER BULDU !

Isparta Ağır Ceza Mahkemesi, belediye davasına yönelik dosyayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Verilen hapis cezalarına karşılık beraat verilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Heyeti Başkanının gerekçeleri bu karada yer buldu.

Isparta Belediyesi

ısparta Ağır Ceza Mahkemesi, belediye davasına yönelik dosyayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Verilen hapis cezalarına karşılık beraat verilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Heyeti Başkanının gerekçeleri bu karada yer buldu.

Aralarında Belediye Başkanı Yusuf  Ziya Günaydın'ın da görevi kötüye kullanması suçlamasıyla hapis cezası aldığı,  belediye davasında gerekçeli karar açıklandı.   Temyize giden dosyayla ilgili Mahkeme Başkanı'nın mahkumiyet kararlarına karşılık  beraat verilmesi yönündeki  oy kullanmasına ilişkin gerekçeler sıralandı

O gerekçelerde, Isparta Cumhuriyet Savcılığı'nın ancak teknik takip aşaması bititkten sonra bu konuda haberdar edildiği,  bunun tabii hakimlik ilkesine aykırı olduğu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği ifade edildi. Sanıkların mahkumiyetlerine karar vermeye dayanak teşkil edecek kesin delil bulunmadığı dile getirildi

 

Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Belediye davası sonuçlanmış,  bazı sanıklar hakkında mahkumiyet cezası  verilmişti.  Verilen beraat kararlarının  oy birliğiyle, mahkumiyet kararlarının ise oy çokluğuyla alındığı dosyaya ilişkin , hapis cezalarına karşı, beraat verilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Heyeti Başkanı'nın  karşı oy gerekçeleri bu kararda ortaya kondu. İşte o gerekçeler;

' ISPARTA CUMHURİYET SAVCILIĞI

SORUŞTURMADAN HABERDAR EDİLMEDİ'

                 Karşı oy gerekçesinde,  davaya konu olan iddiaların,  Isparta İl Emniyet Müdürlüğünce bir fezlekeye bağlanarak, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığına sevkedilmeden ve bilgi de verilmeden, doğrudan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve bir kısım sanıklar hakkında dinleme ve izleme kararları verilmesinin talep edildiği belirtildi.   İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca  5 Ağustos 2010 tarihinde soruşturmaya başlandığı ve bazı sanıklar hakkında teknik takibin 16 Eylül 2011 tarihine  kadar devam edildiği, bir yılı aşkın süren bu teknik takip süreci zarfında başlangıçta olduğu gibi, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının herhangi bir şekilde soruşturmadan haberdar edilmediği, dinleme ve izleme işlemleri tamamlandıktan sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının  kararıyla "sanıkların görevlerini kötüye kullanarak nitelikli zimmet ve resmi evrakta sahtecilik suçlarını işlediklerinin belirlendiği"  şeklinde dosyanın görevsizlik kararı verilerek Isparta Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının da ancak bu karar geldikten sonra soruşturma hakkında bilgi sahibi olduğu  ifade edildi.

'MALİYE BAKANLIĞI MENSUBU KONTROLÖR

BİLİRKİŞİDEN RAPOR ALINMASI USULE AYKIRI'

                Gerekçede, görevsiz ve yetkisiz mahkemeler tarafından alınan kararlara bağlı tape ve fiziki takiplerle yetinildiği,  düzenlenen fezlekeyle koşut suçlamalar ve ifadeler içeren iddianame dayanağı deliller olan, iletişimin tespiti tutanakları, fiziki takip, davanın tarafı konumunda olan ve kovuşturmanın başlangıcında iade konusu olan maliyeci bilirkişi raporu ile atılı suçlamaların geliştirildiği bilgisine de yer verildi.   Gerekçede,  3628 Sayılı Kanun gereği davanın doğrudan tarafı olan Maliye Bakanlığı veya Hazine'nin bir mensubu olan kontrolör bilirkişiden dava konusuyla ilgili rapor alınmasının, usule uygun bir yöntem olmadığı ve bu raporun ne iddianameye ne de hükme esas alınmasına olanak bulunduğuna  dikkat çekildi.

'TABİİ HAKİMLİK İLKESİNE AYKIRI'

                Anayasanın 37. maddesinde "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz" hükmünün yer aldığının belirtildiği gerekçede,  Isparta İl Emniyet Müdürlüğünce, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığına herhangi bir bilgi verilmeksizin, doğrudan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına konunun intikal ettirilerek soruşturmaya başlandığı ve 1 yılı aşkın bir süre sanıklara yönelik dinleme ve izleme faaliyetlerinin yürütüldüğü görüşü iletildi.   Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı ve Mahkemelerinin devre dışı bırakılarak, tabii hakimlik ilkesine aykırı şekilde doğrudan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca toplanan delillerin; Anayasa'nın 38. Maddesinin 5. fıkrasında yer alan "Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez" hükmü kapsamında kaldığı, bu nedenle hükme esas alınamayacağı da o gerkeçede yer aldı.

'YARGITAY'IN ÖRNEK KARARLARI VAR'

                Yargıtay örnek  kararlarına işaret edilen gerekçede, görevsiz mahkemece toplanan delillerin kabul edilmeyip, görevli ağır ceza mahkemesince yeniden söz konusu delillere nüfuz edilmesi gerektiğine dair Yargıtay'ın  tespitleri karşısında, doğal olarak görevli ve yetkili mahkeme veya savcılıklar tarafından yeniden delil toplanmasının gerekli olduğu, somut olaya da örnek teşkil edebilecek bir uygulama olacağı da kaydedildi.

'TAPE KAYITLARI BU HALDE ÖN BİLGİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ'

Mevcut olayda ise kamu kurumu olan belediyenin, bizzat büro ve işyerlerinde konu ile ilgili teftiş ve benzeri uygulamalara tabi olması nedeniyle, mahallinde denetime bağlı suç türleri ile ilgili sadece iletişimin tespiti ve teknik ve fiziki takip ile elde edilen delillere bakılarak mahkumiyet kararı vermenin kanunen imkansız olduğuna dikkat çekilirken,  tape kayıtlarının bu halde ön bilgi olarak değerlendirilip, bizzat kamu kurumu içinden toplanacak maddi kanıtlara ulaşmada ancak bir araç olarak değerlendirmek gerektiği ifade edildi.

TEMEL HAK VE HÜRRİYET VURGUSU

                Bu delillerin de CMK'nun 206/2-a maddesinde yer aldığı üzere kanuna aykırı olarak toplandığı ve delil olarak kabul edilmemesi gerektiğinin belirtildiği gerekçede,  aksi yöndeki kabul ve değerlendirmelerle  usul hükümlerinin gözardı edileceği,  bunun da temel hak ve hürriyetlerin ihlaline varan sonuçlar ortaya çıkacağı, usule aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin hükme esas alınmaması yönündeki düşüncenin, aslında hürriyetin korunması amacını taşıdığı, bu nedenle dosyaya sağlanan başka delillerin bulunmamasından ötürü tüm sanıkların beraat etmesi gerektiğine kanaat getirildi.

'BİLİRKİŞİ RAPORLARI ARASINDAKİ ÇELİŞKİ GİDERİLMEDİ'

Mahkeme aşamasında  çelişki olduğu gerekçesiyel alınan ikinci bilirkişi raporuna sanıkların itiraz ettiklerinin anımsatıldığı gerekçede, çelişkiyi giderebilecek 3. raporun alınması gerekliliği ileri sürülmekle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi çerçevesinde ve  Yargıtay kararı doğrultusunda, iddia - savunma dengesi gereği çelişkiyi gidermeye matuf 3. bir bilirkişi heyeti raporu alınması gerektiği dile getirildi.  Dosyada bulunan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden sanıklar hakkında mahkumiyet kararı vermenin hukuka uygun olmadığı, bilirkişi raporlarının arasındaki çelişki nedeniyle ortaya çıkan şüpheden sanıkların yararlanması gerektiği ifade edildi. 

'MAHKUMİYETE DAYANAK TEŞKİL EDECEK  KESİN DELİL YOK'

Tüm bu gerekçeler sıralandıktan sonra "Sanıkların mahkumiyetlerine karar vermeye dayanak teşkil edecek, kuşkudan uzak, tereddüte mahal vermeyecek, kesin ve inandırıcı delillerin dosya kapsamında mevcut olmadığı ve sanıkların beraatlerine karar verilmesi, emanate ilişkin ilgili tape kayıtlarının imhası, alınan nakdi kefaletin iadesi ve adli kontrol kararlarının tümüyle kaldırılması veya yeniden adli kontrol kararı verilemeyeceği kanaatiyle, çoğunluğun bir kısım sanıklar hakkında verdiği mahkumiyet kararlarına katılmıyorum"  ifadelerine  yer verildi.

Haber : Ferhat kaya 

YORUM EKLE

Güvenlik Kodu

YORUMLAR

hasan

27 Haziran 2014 Cuma 15:10

Sonunda davayla ilgili gerçekleri anlatan bir adli merci çıktı,yoksa yanmıştık,bu ülkede adalet işte böyle işliyor.Ama mutlaka adalet bir gün tecelli ediyor,doğrular bir gün çıkıyor,fakat adaletin geç gelmemesi ve bize inananların,sükuta uğramaması,çoluğumuzun çocuğumuzun mahçup olmaması gerekirdi.Yinede bizlere inananlara sonsuz teşekkür ediyoruz,boş bir davada İNŞALLAH yüzümüzün akıyla çıkacağız,daha ilerisi ise kaderden öte bir şey değil. ALLAH'IM bir daha kimseye yaşatmasın bunları.

DİĞER HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR